Hoşgeldin, Ziyaretçi |
Sitemizden yararlanabilmek için Kayıt olmalısınız.
|
|
|
Serbest Piyasada Altın Fiyatları 24.05.2017 |
Yazar: SanalikaForum - 24-05-2017, 17:38 - Forum: Altın
- Yorum Yok
|
 |
İstanbul Kapalıçarşı'da 143,50 liradan alınan 24 Ayar Külçe Altının gramı 143,70 liradan, 946 liradan alınan Cumhuriyet Ata Lira 962 liradan, 131 liradan alınan 22 Ayar Bileziğin gramı 135 liradan, 924 liradan alınan Lira (Tam) Ziynet 943 liradan, 462 liradan alınan Yarım Ziynet 472 liradan, 231 liradan alınan Çeyrek Ziynet 236 liradan satıldı. - İSTANBUL İHA
|
|
|
Diyet yapanların vazgeçilmezi: Buharda pişirme tekniği |
Yazar: SanalikaForum - 24-05-2017, 17:23 - Forum: Diyet
- Yorum Yok
|
 |
Buharda pişirme tekniği, diyet yapanların sıklıkla tercih ettiği bir pişirme yöntemi. Sadece diyet yapanların değil, sağlıklı beslenmek isteyenlerin de ilk tercihi olması gereken bu yöntem birçok besinde kullanılabilmesi ve kısa sürede lezzetli yemekler oluşturabilmesiyle de dikkat çekiyor.
Buharda neler pişirilebilir?
Fırında buğulama yöntemiyle pişirilebilen her şeyi buharda pişirme yöntemiyle pişirmeniz de mümkün. Çoğu sebze çeşidi buharda pişirmeye müsait. Örnek verecek olursak; patates, kabak, karnabahar, brokoli, havuç, kereviz, yeşil ve kırmızı biber, patlıcan, taze fasulye, taze bakla, kuru soğan, Brüksel lahanası, pancar, bal kabağı, enginar ve taze börülceyi sayabiliriz. Sebzeler dışında; tavuk, kırmızı et ve balık da buharda pişirilebilecek besinlerdendir.
Buharda pişirme işlemi nasıl olur?
Buharda pişirme için gereken malzemeler tencere ve tencerenin büyüklüğüne uygun bir süzgeç ya da buharda haşlama işlemi için özel olarak üretilmiş delikli aparatlardır. Tencereye su koyup kaynatın. Tencereyi ocaktan almadan üzerine süzgeci ya da buharda haşlama aparatını yerleştirin. Haşlayacağınız besinleri yıkayın ve soymanız gereken sebzeler varsa soyun. Daha sonra, kolay haşlanmaları ve iyice yumuşamaları için ürünleri küçük parçalara ayırın ve aparatın üzerine yerleştirin. Tencerenin kapağını aparatın üzerine kapatın ve bu şekilde ocakta bırakın.
Besinlerin haşlanma durumlarını kontrol etmek için 10-15 dakika kadar bekleyin. Eğer tencerenin kapağını sık sık açarsanız, buharın dışarı çıkmasına neden olursunuz. Bu da besinlerin haşlanma sürelerini uzatır. Besinleri haşlarken aynı sürede haşlananları gruplamanız ya da geç haşlanacak olan var ise onları daha küçük parçalara ayırmanız faydalı olacaktır. Böylece bazılarının haşlanmasını beklerken, diğer besinlerin de çok fazla yumuşayıp eriyecek kıvama gelmelerini önlemiş olursunuz. Örneğin, havuç geç haşlanan bir sebzeyken, kabak çok daha çabuk haşlanan bir sebzedir. Eğer bu iki sebzeyi aynı anda haşlayacaksanız, havuçları çok küçük, kabakları da daha büyük doğrarsanız hemen hemen aynı sürelerde haşlama işleminizi tamamlayabilirsiniz.
Besinlerin iyice haşlandığından emin olduktan sonra tencereyi ocaktan alın. Buharda haşlanmış besinlerinizi yemeklerinizde, salatalarınızda, çorba ya da atıştırmalıklarınızda rahatlıkla kullanabilirsiniz.
Buharda pişirmenin faydaları nelerdir?
Buharda pişirme, yağ içermediği için çok daha sağlıklı bir alternatiftir. Buharda pişirme yöntemiyle pişen besinlerin içerisindeki bakteriler ölür. Besinlerin içerisindeki yararlı içerik suyla haşlamadaki gibi suya karışmaz ve besinin içerisinde tutulur. Besinler daha canlı ve diri kaldıkları için tatları da daha lezzetli olur. Kalorisi diğer pişirme yöntemlerine göre daha az olduğu için de hafif bir öğün alternatifidir.
Hürriyet Haber
|
|
|
Yaza girmeden rejime destek 3 lezzetli salata tarifi |
Yazar: SanalikaForum - 24-05-2017, 17:23 - Forum: Diyet
- Yorum Yok
|
 |
TAVUKLU KARABUĞDAY SALATASI
Malzemeler:
1 çay bardağı haşlanmış karabuğday, 1 parça haşlanmış tavuk göğsü, göbek marul, maydanoz, nane, dereotu, 3 sap taze soğan, 1 adet kırmızı biber, 1 adet salatalık, 1 adet domates. Sosu için zeytinyağı, elma sirkesi
Hazırlanışı:
Elinizdeki tüm sebzeleri doğrayın ve haşladığınız karabuğdayı karıştırıp üzerine tavukları didikleyin. Üstüne zeytinyağı ve elma sirkesi gezdirdikten sonra bu hafif salatayı doya doya yiyebilirsiniz.
KEREVİZ SALATASI
Malzemeler:
2 adet kereviz, 1 büyük kâse yoğurt, 1 çorba kaşığı mayonez, 2 diş sarımsak (isteğe bağlı), 1 çay bardağı ceviz (iri iri kıyılmış)
Hazırlanışı:
Kerevizleri yıkayın ve limonla ovalayın. Bir kaba yoğurt koyup bu kerevizleri yoğurdun içine rendeleyip, bu işlemi yaparken de arada karıştırın. Bu sayede kerevizlerin kararmasını engellemiş olursunuz. Rendeledikten sonra cevizleri iri iri kırarak salatanızın içine ekleyin. Daha sonra sarımsak ve mayonezi de içine koyup karıştırın. Hem hafif hem lezzetli salatanızın tadını çıkarın.
AVOKADOLU YEŞİL DİYET SALATA
Malzemeler:
1 demet kuzukulağı, 1 adet göbek marul, 5 adet çeri domatesi, 1 adet havuç, 2 çorba kaşığı dolma fıstığı, 1 adet limon, 3 çorba kaşığı sızma zeytinyağı, sirke ya da hardal
Hazırlanışı:
Tüm yeşillikleri yıkayıp süzdürün ve iyice kuruduktan sonra ellerinizle büyük parçalara ayırın. Çeri domateslerinizi doğramadan bütün olarak yeşilliklerin üzerine atın. Avokadonuzu doğrayın ve salatanıza ekleyin. Dolmalık fıstıkları kızartıp salatanıza dökün. Son olarak havuçları da uzun ince doğrayıp salatanıza ekledikten sonra üzerine sosu gezdirin. Sosu hazırlamak için limon, zeytinyağı ve sirkeyi bir kapta çırpın. Bol malzemeli salatanıza afiyetle saldırabilirsiniz!
Hürriyet Haber
|
|
|
Şok diyetlere itibar edilmemeli |
Yazar: SanalikaForum - 24-05-2017, 17:20 - Forum: Diyet
- Yorum Yok
|
 |
BURSA (DHA)- DİYETİSYEN Dilara Süngü Bulut, hızlı sonuç aldıran ve şok diyetlere itibar edilmemesini isteyerek, "Sağlıksız, şok diyet dediğimiz hızlı sonuç alınan diyet gruplarına itibar edilmemeli" dedi.
Diyetisyen Dilara Süngü Bulut, Bursa Büyükşehir Belediyesi'nin Yıldırım'da hizmet veren Hanımlar Lokali'nde kadınlarla bir araya geldi. Sağlıklı beslenme, şişmanlık, hızlı kilo kaybının vücutta yarattığı olumsuzluklar konularında kadınları bilgilendiren Bulut, hızlı sonuç aldıran ve şok diyetlere itibar edilmemesi gerektiğini ifade etti.
Bulut, “Hepimizde düğüne fit gitmek, tatilde estetik görünmek gibi istekler var. Bunun neticesinde kendimizi internete 'en hızlı zayıflama', '3 günde 5 kilo nasıl verilir" yazarken buluyoruz. Hızlıca sonuç almak için yaptığımız uygulamalar bizi sağlımızdan edebilir. Özellikle zayıflama ilaçlarına dikkat edelim. Her hafta Pazartesi diyete başlayıp 3 gün yapıyorsak ve bunu bozuyorsak, bunu sık sık her pazartesi yapmaya başlamışsak, bu bizim sonraki dönemde zayıflamamızın kötü olacağının göstergesidir. Sağlıksız, şok diyet dediğimiz hızlı sonuç alınan diyet gruplarına itibar edilmemeli. Çünkü 3-5 günde verirsiniz ama halsizlik yaşarsınız, başınız döner, yağınız gitmez, kas ve su kaybı yaşarsınız, hatta kişiler zayıfladığınızı değil hasta olduğunuzu düşünürler. Diyetlerin kişiye özgü olması gerektiği ve mucize besinlerin olmadığı unutulmamalıdır. diye konuştu.
3 KİŞİDEN 1 KİŞİ ŞİŞMAN
Kendisine yöneltilen, "neden şişmanlığı bu kadar çok konuşuyoruz?" sorusuna da yanıt veren Özel Hayat Hastanesi'nden Diyetisyen Dilara Süngü Bulut, “Sağlık Bakanlığı Türkiye' de her üç kişiden biri şişman olduğunu açıkladı. Durum böyle olunca şişmanlığı bir salgın hastalık gibi düşünmeli ve mutlaka kalıcı önlemler almalıyız. Şişmanlığı neden bu kadar önemsiyoruz? Çünkü şişmanlık beraberinde pek çok hastalığı getirir. Şişmanlığı bu hastalık hikayesiyle hep buzdağına benzetiyorum. Buzdağının görünen kısmında şişmanlık var, kilo alıyoruz. fakat buzdağının görünmeyen kısmında neler var? Şeker hastalığı, insülin direnci, kalp hastalığı, tiroit hastalığı, uyku apnesi, depresyon gibi hangi hastalıklar var. Bu sebeple şişman bireyler diyetisyene gitmeden önce mutlaka bir dahiliye uzmanı ile görüşmeliler" uyarasında bulundu.
Bel çevresinden alınacak ölçülerin, kişinin kilosuyla ilgili en net tanıyı verdiğini belirten Dilara Süngü Bulut, “Çünkü tartıya çıkarız. 1,80 boyundaki birini 80 kilo olmasıyla, 1,55 boyundaki birinin 80 kilo olması aynı şey değil. Sadece kilo ile yola çıkarsak zaten yarı yolda kalıyoruz. Kilonuzu boyunuzun metre cinsinden karesine böldüğünüzde elde edilen sonuca beden kitle indeksi diyoruz. Sonuç 25'in üzerinde ise hafif kilolu, 30'un üzerinde ise şişman grubunda yer alıyorsunuz demektir. Kilonuzu ve boyunuzu ölçecek ekipmanınız yok ise herkesin evinde mezura var mezura ile belinizi ölçün sonuç kadınlar için 80 cm, erkekler için 94 cm üzerinde ise hafif kilolu, kadınlar için 88 cm, erkekler için 102 cm üzerinde ise şişman grubundasınız demektir." dedi.
|
|
|
Şekeri yükselten bu gıdalardan uzak durun! |
Yazar: SanalikaForum - 24-05-2017, 17:20 - Forum: Diyet
- Yorum Yok
|
 |
İnsan vücudunun en büyük düşmanlarının başında şeker geliyor. Hemen hemen her yiyecekte bulunan şeker, kimsenin karşı koyamadığı bir besin grubu. Zararları diş çürükleri, obezite ile başlarken beraberinde kalp ve şeker hastalığını da getirir. Sanıldığı gibi sadece tatlı olan besin gruplarında bulunmaz. İşte şekeri yükselten besinler:
1. Beyaz ekmek toplum olarak çok fazla tükettiğimiz en zararlı şeker kaynaklarından biri. Beyaz ekmek yerine tam tahıllı buğday ekmeği, çavdar ekmeği ya da kepekli ekmek tüketin.
2. İçeceklerinize şeker ilave etmeden tüketin. Örneğin; çayınızı şekersiz için ve bunu alışkanlık haline getirin.
3. Hazır meyve suları ve asitli içecekler tüketmeyin. Asitli içeceklerin ve hazır meyve sularının katkı maddesi ve şeker oranı oldukça yüksektir. Kendi hazırladığınız şeker ilavesi olmayan taze meyve sularını tüketin.

4. Fastfood ve kızartmalar en büyük düşmanınız. Dışarıda yemek yeme alışkanlığını sonlandırın ve pişirme şekli olarak haşlama, ızgara ve fırınlama yöntemlerini tercih edin.
5. Beyaz pirinç ve makarna şekeri yükselten besin türleridir ve genellikle gözden kaçırılır. Bunlar yerine esmer pirinç, kepekli makarna, bulgur pilavı tüketin. Daha fazla lif içerir, tok tutar ve kan şekerini dengeler.

6. Patates mutfağımızın olmazsa olmazıdır. Ancak içerisinde çok fazla nişasta barındırmasıyla başlıca şeker kaynağıdır. Dengeli tüketin.
7. Pastane ürünleri olan pasta, kraker, çikolata gibi yüksek şekerli gıdaları tüketmeyin. Fazla olmamak kaydıyla taze meyve tüketin. Meyvelerin içerinde de şeker olduğunu, fazlasının zararlı olduğunu unutmayın.

8. Fazla miktarda tüketilen kırmızı et, içerdiği yağ oranıyla vücuttaki şeker miktarını yükseltir. Kırmızı eti dengeli ve porsiyon şeklinde tüketin. Tavuk, hindi, balık gibi daha az yağ içeren et gruplarını da tüketebilirsiniz.
9. Tam yağlı süt içerdiği yüksek yağ oranıyla kan şekerini oldukça arttırır. Yarım yağlı sütleri tercih edin.
Hürriyet Haber
|
|
|
Gelin ve damat adaylarına şok diyet uyarısı |
Yazar: SanalikaForum - 24-05-2017, 17:16 - Forum: Diyet
- Yorum Yok
|
 |
ZAYIFLAMA hapları, bilinçsiz diyetler ölüme kadar varabilen birçok riski taşırken yazla birlikte, hızla kilo vermek isteyenler, gelin ve damat adayları, tatile çıkacaklar şık ve zarif görünmenin hayali uğruna kimi zaman sağlıklarından bile olmayı göze alarak sağlıksız şok diyetlerle zayıflamak istiyor.
Yaz aylarının gelmesiyle birlikte kısa zamanda kilo vermek isteyen kişiler şok diyet mağduru olabiliyor. Tatile çıkmadan önce şık ve zarif görünmek uğruna şok diyet yapmanın sakıncalarına değinen Yaşar Üniversitesi Meslek Yüksek Okulu Gıda İşleme Programı Başkanı Yrd. Doç. Dr. Ruhan Aşkın Uzel, “Şok diyet yapmak sağlıksız bir yöntem olduğu gibi kısa bir süre sonra fazlası ile kiloları geri alma riski de bulunuyor" dedi.
Fazla kilolardan bir an önce kurtulmanın, sağlıklı bir şekilde kurtulmak ile bağdaştırılmaması gerektiğini belirten Yaşar Üniversitesi Gıda İşleme Programı Başkanı Yrd. Doç. Dr. Ruhan Aşkın Uzel, “Yaz tatiline, düğüne, mezuniyete hazırlanmak için çok düşük kalorili bir diyet uygulamayın. Bu hem sağlıksız bir yöntem, hem de kısa süre sonra kilolarınızı fazlasıyla geri alma riski var. Hızla vücudu terk eden kiloların geri dönüşü çok çabuk olabilir. Daha sağlıklı ve yavaş kilo verebileceğiniz bir diyet programı uygulayın. Bu sayede, sinir, kalp ve damar sistemi, uyku düzeni bozuklukları gibi problemlerin de önüne geçmiş olursunuz" diye konuştu.
"BÜYÜK SAĞLIK SORUNLARINA YOL AÇABİLİR"
Diyet yapanların başvurabileceği yanlış yöntemlerin, büyük sağlık problemlerini beraberinde getirebileceğini kaydeden Yrd. Doç. Dr. Ruhan Aşkın Uzel, “Her ne kadar kilo vermek insan vücudunda görülebilecek birçok metabolizma ve şekil bozukluğunun önüne geçerek sağlıkta olumlu etki bıraksa da asıl önemli olan, kilonun nasıl ve hangi diyet yöntemiyle verildiğidir. Olası şikayetlerin başında bağışıklık sisteminde görülen aksaklıklar, metabolizma işleyiş bozuklukları, kalp ve damar sağlığındaki bozukluklar, şeker hastalığı, hipertansiyon, eklem hastalıkları, saç dökülmesi gibi daha birçok sağlık sorunları gelir" diyerek uyarıda bulundu.
"TEK BİR TÜRDE GIDA TÜKETMEYİN"
Özel amaca yönelik tek bir türde gıda tüketimi yoluna gidilmesinin de yanlış olduğunu belirten Uzel, “Örneğin yağ yaktığı gerekçesiyle sadece belirli bir gıdanın tüketilmesi, sadece vücuttaki suyu atacağı için kaybolan su, kilo eksilmesi olarak kişiyi yanıltacaktır. Su eksilmesi nedeniyle sağlık problemleri de başlayabilir. Bu nedenle, ideal koşullarda bir haftada abartılı rakamlarda kilo vermek yerine, yarım ya da bir kilogram olmak üzere ayda 2 ile 4 kilogram verilecek sağlıklı bir diyet programı tercih edilmeli" dedi.
"UZMAN VEYA DOKTOR KONTROLOLÜNDE YAPILMALI"
Vücudu aç bırakan ya da uzun dönem tek tip beslenmeye sürükleyip bireylerin diğer besin öğelerini almalarını kısıtlayan, mucizevi oldukları iddia edilen diyetlerden kesinlikle kaçınmak gerektiğinin altını çizen Uzel, “Çevreden birinin yaptığı ve kısa sürede olumlu sonuç aldığını belirttiği diyetlerden kesinlikle kendinizin de olumlu sonuç alacağını düşünmeyin. Diyet programları planlanırken güvenli ve bünyeye uygun bir yol seçilmeli. Uygulanan diyetin güvenliğinden emin olunmalı, mutlaka uzman ve doktor kontrolünden geçilerek planlama yapılmalı. Hangi yiyeceklerin tüketildiği, ne kadar, hangi miktarda tüketildiği de çok önemli" dedi.
İZMİR, (DHA)
|
|
|
Bağırsak diyeti metabolik hastalıklardan koruyabilir |
Yazar: SanalikaForum - 24-05-2017, 17:15 - Forum: Diyet
- Yorum Yok
|
 |
İSTANBUL, (DHA) MEMORIAL Hastanesi Beslenme Danışmanı Uzman Diyetisyen Yeşim Temel Özcan ikinci beyin olarak da nitelendirilen bağırsakların metabolik hastalıklardan psikolojik rahatsızlıklara kadar etkili olabileceğini belirtti.
SIZINTILI BAĞIRSAK SENDROMUNA DİKKAT
GAPS diyeti olarak bilinen diyetin ise sindirim sisteminin daha sağlıklı çalışmasını sağladığını belirten Özcan sızıntılı bağırsak sendromuna dikkat çekti ve şunları söyledi, "Bağırsaklardaki en önemli sindirim sorunu, “leaky gut syndrome” yani sızıntılı bağırsak sendromudur. Bu tabloda, ince bağırsak duvarında hasar ve geçirgenlik görülmektedir. Toksinler, sindirilmeyen besinler, ağır metaller ve böcek ilacı gibi kimyasallar bağırsak çeperinden kana geçmektedir. Bunu engellemek üzere yapılan beslenme programı da GAPS tedavisi olarak adlandırılır. Aksi halde toksinler ve kimyasallar bağırsak duvarını aşarak, kan dolaşımına geçip vücuda saldırmaktadır.
BAĞIRSAK FLORASINI KORUYOR
Bağırsak sağlığının psikolojiyi etkileyebildiğini de belirten Özcan sözlerine şöyle devam etti, "Bu denklemi sağlamak için de beslenmeye dikkat edilmesi gerekir. Bağırsak florasını koruyarak sindirim sisteminin daha sağlıklı bir şekilde çalışmasına yardımcı olan GAPS diyeti, ruh ve beden uyumunu tamamlayan en önemli beslenme şekillerinden biridir. Böylece kişi hem sağlıklı bağırsaklara, hem de ruhsal açıdan huzurlu bir yaşama kavuşabilir. Bağırsak sağlığı için ilk ve en temel nokta, bağırsak florasının bakteri dengesini sağlamaktır. Düzenli çalışan bir bağırsakta probiyotik adı verilen faydalı bakterilerin oranının yüksek, hastalık yapıcı patojen bakterilerin ve mantarların oranının düşük olması gerekir. GAPS hastalarında ise patojenik flora oranı yüksekken, bağırsak florası anormalliği bulunmaktadır. Bağırsağın hasarlı olma durumunu ifade eden bu tablo nedeniyle, GAPS beslenmesinde probiyotik sağlayan fermente gıdalarla hazır probiyotikler büyük önem taşımaktadır. Bu diyet ile bağırsak florası korunarak, sindirim sisteminin sağlıklı çalışması amaçlanmaktadır."
Anksiyete, otizm, şizofreni, epilepsi, depresyon, bipolarve obsesif-kompulsif bozukluk, dikkat eksikliği, hiperaktivite bozukluğu (DEHB) gibi rahatsızlıkların varlığında da GAPS diyetinin destekleyici olarak uygulanabildiğini belirten diyetisyen Özcan, "Ayrıca akne, alerji, anemi, demir eksikliği, bellek problemleri, çölyak, gluten intoleransına bağlı bozukluklar, diyabet, egzama, eklem ağrıları, MS, migren, Parkinson, romatoidartrit, sedef ile sistit durumunda ise bu beslenme protokolü sayesinde şikayetleren aza indirilmekte hatta ilacabağımlılık ortadan kalkabilmektedir" dedi.
BAĞIRSAK FLORASINA ZARAR VEREN ETKENLERDEN UZAK DURUN
Bağırsak florasına zarar veren etkenlerden uzak durulması gerektiğini söyleyen Özcan, kullanılan antibiyotiklerin bağırsak florasına önemli zararlar verdiğini ve buradaki faydalı bakterileri öldürdüğünü belirtti ve şunları söyledi,
"Antibiyotikler,bağırsak florasını doğrudan sıfırlamaktadır. Ağrı kesici, steroid, doğum kontrol hapları, uyku ilaçları, antidepresan ve antiasit içeren birçok ilacın bilinçsiz kullanımı da bağırsak florasını olumsuz etkiler. İşlenmiş şekerli ve karbonhidratlı gıdalarla birlikte yanlış beslenme alışkanlıkları da bağırsağa büyük zarar vermektedir. Son olarak da viral ve bakteriyel enfeksiyonlar ile kişinin yönetemediği fiziksel veya psikolojik baskılar bağırsak florası için uygun değildir."
GAPS DİYETİ İÇİN 9 ÖNEMLİ BESİN
Bu programa başlamak için mutlaka bu konuda uzman bir beslenme uzmanına danışılmalı ve sorunun kaynağına göre uygun bir tedavi planlaması yapılmalı diyen Özcan GAPS diyeti için 9 önemli besini de şöyle sıraladı, kemik suyu, ev yapımı yoğurt, ev yapımı turşu, hindistan cevizi yağı, avokado, tatlı patates, balkabağı, kırmızı pancar, yer elması.
|
|
|
15 günde vücudunuzu yaza hazırlayacak pratik öneriler |
Yazar: SanalikaForum - 24-05-2017, 17:14 - Forum: Diyet
- Yorum Yok
|
 |
Yaz aylarının yaklaşmasıyla birlikte vücudunuzu yaza hazırlamanın vakti de geldi. Bunun için çok önceden spor ve diyet programlarına başlamadıysanız, sadece 15 günde vücudunuzu yaza hazırlamak için yapacağınız uygulamalarla siz de daha güzel görünmenin tadını çıkarın!
Selülitlerinizden kurtulun
Selülitli yaz aylarında en can sıkıcı konulardan biri. Selülitlerden kurtulmak için özellikle bu problemin yoğun olduğu basen ve bacak bölgelerindeki kasları çalıştıracak ve yağları eritecek egzersizler önerilir. Bu egzersizler düzenli olarak yapıldığında bu bölgelerde sıkılaşma ve kan dolaşımındaki artmaya da bağlı olarak selülit oluşumunda azalma görülür. Kısıtlı zamanda ise çeşitli peeling'lerle bu bölgeye masaj yaparak selülitli görünümün azalmasını sağlayabilirsiniz. Bunlardan en faydalı olanı kahve peeling'idir. Kahve peeling'ini hazırlamak için, bir çay bardağı kahveye, birer yemek kaşığı zeytinyağı, karabiber yağı ve portakal yağını karıştırın. Hazırladığınız karışımı selülitli bölgelere masaj yaparak uygulayın. Yarım saat kadar masaj yaptıktan sonra ılık su ile yıkayın. Bu işlemi her gün ya da 2 günde 1 kez uygulayın.
Ödem söktürücü uygulamalara ağırlık verin
Vücuttaki şiş görünümün sebebi çoğu zaman ödemlerdir. Kilo vermek için çabalasanız da ödemlerinizden kurtulamadığınız sürece, bu çabalar sonuçsuz kalabilir. Bunun için öncelikle vücudunuzdaki ödemleri atmalısınız. Detoks uygulamaları bu konuda size en çok yardımcı olacak uygulamalardandır. Yaz ayları yaklaşırken birçok taze sebze ve meyve ile yapabileceğiniz detoks sularınızı hiç yanınızdan ayırmayın.
Her gün en az 1 saatinizi spora ayırın
15 gün vücudu şekle sokma işlemine sporla destek vermek için iyi bir süredir. Daha yavaş egzersiz ya da sporlardansa, kaslarınızı daha çok yoran egzersizleri tercih edin. İlk zamanlarda vücudunuzdaki bazı kas gruplarında ağrılar hissedebilirsiniz. Bu durum, birkaç günlük alışma süresinden sonra normale dönmeye başlayacaktır. Her gün en az 1 saat egzersiz ya da yüzme ve koşu gibi birden çok kasınızı çalıştıracak sporlara vakit ayırın.
Beslenme programınızı düzenleyin
Yediğiniz karbohidrat, un, şeker, yağ gibi besinleri bir kenara bırakın. 15 gün boyunca sadece taze sebze ve meyve, işlenmemiş ve doğal kalorisi düşük ürünler ile chia tohumu, kinoa, maş fasulyesi gibi protein açısından zengin ve sizi tok tutabilecek ürünlerle beslenin. Bu ürünleri karbonhidrat içermeyen çorbalarla destekleyebilir ve kendinize hem lezzetli, hem sağlıklı, hem de 15 gün gibi bir sürede bile kilo vermenize ve daha güzel bir görünüme kavuşmanıza yarayacak öğünler hazırlayabilirsiniz.
Hürriyet Haber
|
|
|
Ramazan ayında ananas gibi meyveleri tercih edin |
Yazar: SanalikaForum - 24-05-2017, 17:13 - Forum: Diyet
- Yorum Yok
|
 |
İSTANBUL, (DHA) MEMORIAL Şişli Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü’nden Uz. Dyt. Merve Yüksek, oruç tutarken ananas gibi lifli ve şeker oranı düşük meyvelerin tercih edilmesi gerektiğini söyledi ve hem sağlıklı beslenmek hem de enerji düşüklüğü, kabızlık gibi sorunlar yaşamamak için tüketilmesi gereken besinleri açıkladı.
UYKUM BÖLÜNECEK DİYE SAHURSUZ ORUÇ TUTMAYIN
Ramazan’da yapılan en büyük hatalardan biri uykuyu bölmemek adına sahura kalkmamak veya yatmadan önce tekrar yiyip yatmak olduğunu açıklayan Yüksek şunları söyledi,
"Her iki durum da vücuda fazla yüklenerek sindirim sisteminin dengesini bozmaktadır.Oruç tutarken mutlaka sahura kalkılmalıdır. Sahurda hafif ve hazmı kolay, ancak tok tutan yiyecekler tüketilmelidir. Yumurta, az tuzlu peynir çeşitleri, süt (gaz yapıyorsa laktozsuz olarak) ve tam tahıllı ekmek veya tost sahur sofralarında tercih edilebilecek en iyi seçeneklerdir. Zeytin tuzlu bir besin olduğundan gün içinde susamaya sebep olabilir, bu yüzden tuzsuz tüketilmeli veya yerine ceviz tercih edilmelidir. Fazla tuzlu yiyeceklerin gün içinde susatacağı; fazla şekerli ve hamur işi yiyeceklerin ise daha kolay acıktıracağı unutulmamalıdır."
YOĞURT, CACIK VE AYRANI SOFRANIZDAN EKSİK ETMEYİN
Oruç açarken acele edilmemesinin önemini açıklayan diyetisyen Yüksek sözlerine şöyle devam etti, "Hızlı yemekten kaçınılmalı, yiyecekler iyice çiğnenmeli ve birden bire yemeklere yüklenilmemelidir. 1 adet hurma veya zeytin ile oruç açıldıktan sonra çok yağlı ve tuzlu olmayan çorba ile devam edilmelidir. Gün boyu açlığın ardından ani yemek yüklemesi mide ve bağırsak problemleri yaşanmasına sebep olabilir. Bu nedenle yemeğe biraz ara verilmelidir. Orucu açtıktan bir süre sonra yemeğe hafif zeytinyağlılar, salatalar ve yağlı olmayan et veya sebze yemekleri ile devam edilmelidir. Yoğurt, cacık veya ayran sofralardan eksik edilmemelidir. İftar sofralarında ağır yağlı yemeklerin, kızartılmış yiyeceklerin, börek gibi hamur işi çeşitlerinin ve şeker içeriği çok fazla olan şerbetli tatlıların bulunmamasına özen gösterilmelidir. Ramazan ayının geleneksel lezzeti olan pide ise 1-2 dilim olacak şekilde tüketilebilir. Yemekten 1 saat sonra yapılacak yarım saatlik yürüyüş ise kişinin hem kendisini daha iyi hissetmesini sağlayacak hem de yediklerini sindirmesine yardımcı olacaktır."
İFTARDAN SONRA BİTKİ ÇAYLARI İLE RAHATLAYIN
Gün boyu açlık sonrası iftarda yemeklere fazla yüklenmenin, sıklıkla mide problemlerine ve hazımsızlık yaşanmasına sebebiyet verdiğini söyleyen Yüksek şunları açıkladı,
"İftardan sonra tüketilecek 1 bardak rezene çayı sindirim sistemindeki kasları gevşeterek hazmı kolaylaştırır, iftar sonrası yaşanabilecek mide yanması ve şişkinlik gibi problemlerin hafiflemesini sağlar. Ayrıca gaz oluşumunu azaltarak mideyi rahatlatır. Rezene sindirime yardımcı etkisinin yanı sıra uzun açlık sonrası oluşan baş ağrıları için de etkilidir. İftar sonrasında kan şekeri hızla yükselmeye başlar. Bitki çaylarına çubuk tarçın ilave etmek kan şekerinin yükselmesini önler. Papatya çayı yatıştırıcı etkisi ile hem sahurda hem de iftarda tercih edilebilecek bir bitki çayıdır. Sahurda tüketildiğinde sonrasında daha rahat bir uykuya dalmaya yardımcı olur. Bunun yanı sıra rezene gibi mide rahatlatıcı özelliği de olduğundan rezene ile birlikte demlenebilir.Başta midesi hassas olan kişiler olmak üzere çoğu kişinin en sık yaşadığı şikayet, iftar sonrası mide krampları ve spazmlardır. Tüm gün boş kalıp kasılan mideye yüklü miktarda ve ağır yemekler girdiğinde oluşan bu gaz ve spazmlar iftar sonrası tüketilecek tıbbi nane çayı yardımıyla çözülebilir. Ayrıca unutulmamalıdır ki, bitki çaylarını demlerken en ideal yöntem gerçek bitkileri tercih etmek, üzerine kaynar su ilave edip 10 dakika demleyerek tüketmektir."
TARÇINLI SU İLE KAN ŞEKERİNİZİ DENGELEYİN
Oruç tutarken en önemli konulardan birinin yeterli sıvı tüketimi olduğunu belirten Yüksek,
"Vücudun ısı dengesini sağlamak ve gün içerisinde alınamayan sıvıyı telafi edebilmek için iftar ile sahur arasındaki süreçte bol bol sıvı alınmalıdır. Bu süreçte saat başı 1-2 bardak su içilmelidir. Sabah saatlerinde bir sürahi su içerisinde birkaç adet çubuk tarçın, taze nane yaprakları ve limon dilimleri bekletmek hem kan şekeri dengesi sağlar hem de tek başına su içmeyi ihmal edenler için güzel bir alternatiftir. Suyun yanı sıra bitki çayı, ayran, maden suyu, şekersiz limonata ve kompostolar da tercih edilebilir. Ayran ile aromasız bir maden suyunu karıştırarak içmek gün boyu vücudun kaybettiği mineralleri yerine koyar. Ayrıca yoğurtlu soğuk çorbalar ve cacık hem serinletme hem de tok tutma özellikleriyle iftar menülerinde mutlaka yer almalıdır" dedi.
MEYVELERİNİZE TARÇIN SERPİN
İftar sonrasında tatlı olarak Ramazan ayının geleneksel lezzeti güllaç, sütlaç, muhallebi ve dondurma gibi hafif tatlıların tercih edilmesi gerektiğini söyleyen Yüksek sözlerini şöyle noktaladı,
"Ananas gibi lifli ve şeker oranı düşük meyvelerden oluşan salatalar da hem vitamin ihtiyacını karşılamakta hem de tatlı özlemini gidermektedir. İftar sonrası ara öğündeki meyvelerin üzerine toz tarçın serpmek kan şekerini de dengeler. Ayrıca oruç tutmak isteyen ancak insüline bağımlı şeker hastaları veya kan şekeri dengesiz olan kişiler, kronik böbrek ve karaciğer hastalığı olanlar, tansiyon hastaları, hamile ve emziren kadınlar ve küçük yaştaki çocuklar, Ramazan ayı başlamadan önce oruç tutmalarının sağlık durumları açısından uygun olup olmadığını mutlaka doktorlarına danışmalıdır."
|
|
|
Verdiğiniz kiloları geri almamanın 7 yolu |
Yazar: SanalikaForum - 24-05-2017, 17:12 - Forum: Diyet
- Yorum Yok
|
 |
Kilo vermek hemen hemen herkes için zorlu bir süreç. Onca uğraştan sonra, çoğumuz verdiğimiz kiloları geri almaktan şikayetçiyiz. Kilo vermek kadar verilen kiloyu geri almamak da çok önemli. Peki, bunu nasıl sağlayabilirsiniz?
1- Bol bol egzersiz yapın. Egzersiz yapmayı, kilo verdikten sonra kesinlikle bırakmayın. Kiloların geri gelmesindeki en önemli nedenlerden biri, sporu bırakmak ve hareketsiz yaşamaya başlamaktır. Eğer kas yapınızı güçlendirir ve şekillendirirseniz, bu bölgelerde yeniden yağ birikmesi zorlaşacaktır.
2- Bol su tüketin. Su içmek, kilo vermenin ve bunu korumanın en iyi yollarından biridir. Günde en az 2 litre su tüketmek, metabolizmanızı hızlandırır ve açlığınızı bastırır.

3- Diyet programı oluşturun. Diyet programı oluşturmak ve yediklerinize dikkat etmek, sadece kilo verdiğiniz dönemle sınırlı kalmasın. Kilolarınızdan kurtulduktan sonra da beslenmenize dikkat etmeniz gerekir. Bunun için de kilo verdiğiniz dönemdeki kadar sıkı olmasa da bir diyet programı uygulamayı seçebilirsiniz. Diyet uygulamak istemiyorsanız çok basit birkaç beslenme önerisi ile yemek programlarınızı daha kaliteli hale getirebilirsiniz. Örneğin, karbonhidrat ve şeker içeren ürünleri beslenmenizden tamamen çıkarmak ve yerine bu ihtiyaçlarınızı karşılayacak daha kalorisiz ve sağlıklı ürünler koymakla işe başlayabilirsiniz.
4- İnsülin direncine karşı dikkatli olun. İnsülin direnci, kandaki değerlerle alakalı bir problem olup, kilo verememenin ya da sadece kısa süreli kilo vermenin en temel nedenlerinden biridir. Karın çevresinde yağ oluşumu, yorgunluk ve halsizlik insülin direncinin belirtilerinden sadece birkaçı. Bunlara ek olarak, canınız sürekli tatlı ve hamur işi çekiyorsa bu problemin sizde de olduğundan şüphelenmelisiniz. Bundan kurtulmanın yolu ise beslenme programınızı, insülin direncini artıran ürünlerden kurtarmanız.

5- Öğün atlamayın. Öğün atlamak, beslenme programınızda dengesizliklere yol açacaktır. Öğünlerin sayısını artırıp, öğünlerde tükettiğiniz besin miktarını düşürün.
6- Bir diyetisyenden yardım alın. Kilo almanıza sebep olan birincil besinleri yapılan testler sonucunda öğrenip, diyet ve kilo verme sonrası da bu besinlere karşı daha dikkatli olabilirsiniz.

7- Hareketli bir yaşam tarzı benimseyin. Çok sıkı bir spor ya da egzersiz programı uygulamasanız da hareketli bir yaşam tarzı benimseyerek kilo vermenizi daha da kalıcı hale getirebilirsiniz. Asansör kullanmayı bırakıp, gideceğiniz yere ulaşacağınız yolu uzatarak işe başlayabilirsiniz!
Hürriyet Haber
|
|
|
|