Hoşgeldin, Ziyaretçi |
Sitemizden yararlanabilmek için Kayıt olmalısınız.
|
|
|
Kadın kanserleri ve tedavi yöntemleri nelerdir? |
Yazar: SanalikaForum - 23-05-2017, 16:22 - Forum: Sağlık
- Yorum Yok
|
 |
Kadınlarda sık rastlanan kanserler arasında, meme kanserinden sonra genital organlara ait türler de ilk sıralarda yer alıyor. Kadın kanserlerinin bir kısmı erken belirti verdiğinden, kısa sürede tanı konularak tamamen tedavi edilmeleri mümkün olabiliyor. Ancak hiçbir belirti vermeden ilerleyen kanserler konusunda çok dikkatli olunması gerekiyor.
Memorial Antalya Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü'nden Prof. Dr. Murat İnal, kadın kanserleri ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi.
Amaç hastadaki tümör yükünün en aza indirilmesidir
Jinekolojik onkoloji, kadın genital kanserlerinin ve kanser öncüsü lezyonların önlenmesi, tanısı ve tedavisi; rahim, rahim ağzı, yumurtalık, tüp, vajen ve vulva kanserlerinin cerrahi tedavisini içermektedir. Jinekolojik kanserlerin tedavisinde diğer pek çok kanser türünde olduğu gibi cerrahi ön plandadır. Ancak hangi yöntemin uygulanacağının kararı; kanserin türü, evresi, hastanın yaşı, performans durumu gibi etkenlere bakılarak, her hastaya özel olarak verilmektedir. Çünkü bazı kanserlerde belirli evrelerde cerrahiden elde edilecek beklenti ile radyoterapi ve kemoterapinin beklentisi benzer veya daha düşük oranlarda olabilmektedir. Amaç; hastadaki tümör yükünün en aza indirilmesi ile ek tedavilerle maksimum iyilik halinin elde edilmeye çalışılmasıdır.
Jinekolojik kanserlerde bu belirtiler görülebilir
- Menopoza girmiş kadında kanama veya akıntı olması
- Adet düzensizliği
- Adet dışı kanama
- Cinsel ilişki sonrası ağrı, karında ağrı ve karında rahatsızlık hissi
- Karında şişlik
- Yeme içme bozuklukları
- Vajinal bölgede kaşıntı, yara veya şişlik oluşması
- Cinsel ilişki sonrası kanama
Ameliyat 5 mm'lik kesilerden girilerek yapılıyor
Laparaskopik cerrahi rahim kanserlerinde, rahim ağzı kanserlerinde ve erken evrede yakalanmış yumurtalık kanserlerinde etkinliği giderek artan tedavi yöntemidir. Bu yöntem sayesinde hastanın hastanede kalma, iyileşeme, iş ve sosyal yaşama dönme süresi kısalmakta ve hastada kozmetik açıdan önemli bir cilt hasarı olmamaktadır. Laparoskopi jinekolojik onkoloji alanında hemen her tür operasyonun yapılabildiği kapalı bir ameliyat yöntemidir. Bu operasyon, göbek deliğinden 10 mm çaplı bir kamera ve karnın alt bölgesindeki 2 veya 3 yerden 5 mm kesilerden girilerek yapılır. Bu yöntemde hastanın karnına uzun ve geniş bir kesi yapılmadığı için, klasik açık ameliyata göre birçok avantajı vardır.
Bu faktörler kadınlarda kanser riskini artırabilir
- Şişmanlık
- Düzensiz adet görme
- Hiç çocuk sahibi olmama
- Kısırlık
- Meme kanserini tedavi etmek veya önlemek için tamoksifen kullanımı
- Ailede rahim kanseri öyküsü olması
- Şeker hastalığı, yüksek tansiyon, safra kesesi hastalığı veya tiroit hastalığı öyküsü
- Menopoz tedavisi için uzun dönem progesteronsuz öströjen kullanımı
- Uzun dönem yüksek dozlu doğum kontrol hapları kullanımı
- Sigara
|
|
|
Karaciğer sağlığınız için dikkat etmeniz gerekenler nelerdir? |
Yazar: SanalikaForum - 23-05-2017, 16:21 - Forum: Sağlık
- Yorum Yok
|
 |
Erken evrede hiçbir belirti vermeyen karaciğer rahatsızlıkları, ilerleyen dönemde karında şişkinlik, tırnaklarda matlaşma, cilt renginin sarıya dönerek damarların belirgin hale gelmesi gibi belirtilerle ortaya çıkabiliyor. Mantar zehirlenmesi veya toksik ilaçlara maruz kalma durumlarında bu belirtiler haftalar hatta günler içinde bile yaşanabiliyor. Memorial Şişli Hastanesi Gastroenteroloji Bölümü'nden Doç. Dr. Oya Yönal, kronik karaciğer hastalıklarına neden olan etkenler hakkında bilgi verdi.
Kültür mantarından başka mantar tüketmeyin
Kronik karaciğer hastalıkları ileri evrelere gelmeden belirti vermeyebilir. Ancak mantar zehirlenmesi veya toksik ilaçlara maruziyet durumunda belirtiler çok kısa sürede ortaya çıkabilmektedir. Zehirlenmenin 2-3 günü geçtiği ve toksik maddelerin karaciğere ulaştığı durumlarda karaciğer yetmezliğine kadar götüren tablolar yaşanabilmektedir.
Kronik karaciğer rahatsızlıklarında, cilt renginin sararmasının yanında;
- Karında sıvı toplanması ve şişkinlik
- Bacaklarda şişkinlik ve ödem
- Bulantı ve iştahsızlık
- Şuur bulanıklığı ve konuşmada yavaşlama
- Deride damarların belirgin hale gelmesi
- Tırnaklarda matlaşma gibi belirtiler görülebilmektedir.
Gereksiz antibiyotik ve ağrı kesici kullanmayın
İlaçlar karaciğerde metabolize olup süzüldüğü için karaciğerde yorgunluk yapmaktadır. Bazı ağrı kesici ve antibiyotikler toksik etkileri nedeniyle karaciğer hücrelerini öldürebilmektedir. Bu tür ilaçların gereksiz ve sık kullanıldığı durumlarda karaciğer yetmezliğine kadar varan tablolar ortaya çıkabilmektedir. Psikiyatri ve epilepsi ilaçları da benzer sonuçlara neden olabileceği için doktor kontrolü olmadan gereksiz ilaç kullanımından uzak durulmalıdır. İlaç kullanımım yanı sıra, tarım veya böcek ilaçlarına uzun süre maruz kalmak da karaciğer rahatsızlıklarına yol açabilmektedir.
Bitkisel karışımlar masum olmayabilir
İnternet ortamında ve piyasada satılan bitkisel karışımlar sanıldığı gibi masum olmayabilir. Çeşitli rahatsızlıklar için satılan bitkisel karışımların içeriğinde kullanılan maddeler tam olarak bilinmediği için olumsuz sonuçlar yaratabilmektedir. Sağlıklı insanlarda bile karaciğer yetmezliğine neden olan bu karışımlar, kronik karaciğer hastalığı olan kişilerde organın tamamen iflas etmesine yol açabilmektedir.
Kalbiniz karaciğerinizi etkileyebilir
Karaciğer rahatsızlıkları farklı organlardan da kaynaklanabilmektedir. Kalp yetmezliği durumlarında, kan akımının bozulmasına ve kirli kanın karaciğerde daha fazla kalmasına bağlı olarak "kardiyak siroz” denilen rahatsızlık gelişebilmektedir. Safra kesesi taşlarının kanalı tıkadığı durumlarda da karaciğer rahatsızlıkları oluşabilmektedir. Bunların yanında vücutta bakır, demir birikimiyle ilerleyen hastalıklar ve genetik rahatsızlıklar da karaciğer hastalıklarına neden olabilmektedir.
Hepatitlere karşı aşılanmayı ihmal etmeyin
Hepatit A, B ve C virüsleri karaciğere yerleşerek enfeksiyona neden olur. Uygun bir şekilde tedavi edilmeyen Hepatit virüsleri karaciğer yetmezliği ya da siroza neden olabilmektedir. Erişkin yaşlarda kronik karaciğer rahatsızlıklarına neden olan Hepatit A hastalığı, genellikle çocukluk yaşlarında hiçbir şikayet yaşanmadan geçirilip iyileşmektedir. Karaciğer yetmezliği veya siroza neden olabilen Hepatit B için en önemli korunma yolu aşılanmaktır. Hepatit hastalıkları kan yoluyla bulaştığı için; ortak diş fırçası ve tıraş bıçağı kullanmaktan kaçınılmalı, korunmasız cinsel ilişkiye girilmemelidir. Pedikür, manikür ve dövme yaptırırken kullanılan aletlerin iyi sterilize edildiğinden emin olunmalıdır. Hepatit teşhisi konulan hastaların 6 ayda bir rutin kontrollerini yaptırması, hayati önem taşımaktadır.
Karaciğerinizi yağlandırmayın
Karaciğerde görülen rahatsızlıkların birçoğu yağlanma kaynaklıdır. Aşırı alkol kullanımının dışında yanlış beslenme düzeni ve obezite karaciğer yağlanmasına neden olmaktadır. Salam, sucuk gibi katkı maddeli besinler, yağlı kızartmalar, hazır meyve suları ve şekerli beslenme karaciğer yağlanmasına yol açabilmektedir. Karaciğerin düzenli çalışabilmesi için uyku düzeni de önemli bir yer tutmaktadır. Haftanın 3 günü spor yapmak hem genel sağlık hem de karaciğer yağlanması bakımından hayati önem taşımaktadır. Bel çevresinin genişlemesiyle birlikte görülen karaciğer yağlanması organ nakline kadar ilerleyebilen tablolar oluşturabilmektedir. Kilo olmak gibi çok hızlı kilo kaybında kas yıkımı ve şekerin dengesiz kullanılması sonucu karaciğer vücudu korumak için yağlanmayı artırabildiği unutulmamalıdır.
Bu beslenme kuralları karaciğer hastaları için önemli
Kronik karaciğer hastalıklarından özellikle sirozda, kan kimyasında çeşitli bozukluklar ortaya çıkmaktadır. Kronik karaciğer hastalığı olan ancak henüz siroz gelişmemiş hastalarda, normal dengeli beslenme şekli yeterlidir. Bu hastaların gereksiz ilaç kullanımından ve özellikle alkolden uzak durması gerekmektedir. Siroz hastalarının ise enerji gereksinimi diğer insanlara göre %50 daha fazladır.
- Karaciğer hastalarının düzenli idrar söktürücü kullanmaları ve tüketilen tuz dengesini ayarlamaları gerekmektedir.
- A ve B vitamini bakımından zengin olan enginar, idrar sökücü ve antioksidan özelliğinden dolayı karaciğer hastalığının ilerlemesini yavaşlatabilmektedir.
- Çay şekeri, çikolata, bal, reçel, kola, gazoz gibi basit şekerli gıdalar az tüketilmelidir.
- Basit şeker içeren gıdalar yerine sebzeler ve baklagiller, sütlü tatlılar, bulgur pilavı gibi bileşik şeker içeren gıdalar önerilir.
- Fast-food, hazır market ürünleri, sosis, sucuk, salam tüketiminden uzak durulmalıdır.
- Et grubunda, 1 yumurta büyüklüğündeki et, bir yumurta ve 4 yemek kaşığı bakliyata eşdeğerdir. Değişim buna göre yapılmalıdır.
- Süt grubunda 1 su bardağı süt, bir su bardağı yoğurt, bir kibrit kutusu peynir ve 2/3 kibrit kutusu kaşar peyniri eşdeğerdir. O gün yoğurt yenmek isteniyorsa karşılık gelen süt veya peynir azaltılmalıdır.
- Tahıl grubunda 2 dilim ekmek,4 yemek kaşığı makarna, pirinç pilavı ve bulgur pilavına eşdeğerdir.
|
|
|
MS hastalığı ve yapılması gerekenler nelerdir? |
Yazar: SanalikaForum - 23-05-2017, 16:19 - Forum: Sağlık
- Yorum Yok
|
 |
Aniden ortaya çıkan ve birkaç gün sürüp düzelen görme, konuşma sorunları ya da yazının kötüleşmesi gibi belirtiler MS yani Multiple Skleroz hastalığının işareti olabiliyor. MS hastalarının daha sakin bir hayat için iş ve sosyal yaşamdan uzaklaşması ise atakları olumsuz etkileyebiliyor. 25 Mayıs Dünya MS günü öncesinde, Memorial Şişli Hastanesi Nöroloji Bölümü'nden Prof. Dr. Türker Şahiner, MS hastalığı ve yapılması gerekenler hakkında bilgi verdi.
Belirtiler aynı olmak zorunda değil
Beyni ve omuriliği yani merkezi sinir sistemini etkileyen MS hastalığının neden ortaya çıktığı tam olarak bilinmemektedir. Bağışıklık sisteminin bilinmeyen bir nedenle sinir sistemini düşman olarak algılaması ve saldırmasıyla beynin farklı bölgelerinde hasarlar oluşabilmektedir. Genellikle ataklar halinde ilerleyen MS hastalığı, sinir sisteminin hasar gördüğü bölgeye göre kişiden kişiye farklı şiddet, sıklık ve bulgularla ortaya çıkmaktadır.
Yazınız aniden kötüleştiyse MS ihtimalini göz ardı etmeyin
MS teşhisi koymak için yapılan radyolojik görüntülemeler her zaman yeterli olmayabilmektedir. Hastalık genellikle hastanın ayrıntılı öyküsü alındığında anlaşılır. Daha önce kişinin hayatında olmayan, bir anda ortaya çıkan ve kısa sürede düzelen konuşma, görme bozuklukları veya yazının bozulması gibi kişiye tuhaf gelen ama önemsenmeyen belirtiler MS hastalığını işaret edebilmektedir.
Kişiden kişiye farklılık göstermekle birlikte MS genellikle;
- Duyularda algılama problemleri
- Geçici felç ve güç kaybı
- Anormal kas spazmları ve hareket problemleri
- Denge zorlukları
- Yutmada zorluk
- Aşırı yorgunluk belirtileri vermektedir.
Farklı hastalıklarla karıştırılabiliyor
MS hastalığında, günler veya haftalar içinde ilerleyen ve belli bir süre sonra tamamen kendini gösteren belirtiler yine birkaç gün veya hafta gibi kısa sürede düzelebilmektedir. 24 saatte ya da daha kısa sürede düzelen sorunlar, çoğu zaman MS hastalığının belirtisi değildir. MS belirtileri ve radyolojik tetkiklerdeki görüntüler bazen Behçet veya Lyme hastalığı gibi farklı hastalıklarla karıştırılabilmektedir. Behçet ve diğer nörolojik hastalıklarda belirtiler MS gibi birkaç günlük değil daha uzun vadeli ve daha hafif ilerlemektedir. Bunun yanı sıra MS ile karıştırılan hastalıkların birçoğunda şiddetli baş ağrısı yaşanırken MS rahatsızlığında neredeyse hiç baş ağrısı oluşmamaktadır.
Sosyal yaşamdan uzaklaşmayın
Yoğun stres, bağışıklık sistemini ve MS ataklarını tetikleyebilmektedir. Stresten uzak durmak adına hastaların iş ve sosyal yaşamdan kendilerini soyutlamaları farklı bir depresyon kaynağı olabilmektedir. Çoğu zaman keyif alınan, yetiştirme ve başarı kaygısı olmayan bir işte çalışmak stres kontrolü için daha faydalı olabilmektedir. MS hastalarının sosyal hayatlarına devam etmesi, özellikle spor aktivitelerinde bulunması hastalığın seyrini olumlu yönde etkilemektedir.
MS hastalığı doğru tedavi ve yaşam tarzı düzenlemeleri ile kontrol altında tutulabilir. Hastaların bu 6 kurala mutlaka dikkat etmeleri gerekir.
Dikkat edilmesi gerekenler
- Aşırı yorgunluklardan kaçının
- Sağlıklı beslenin
- Sigara içmeyin
- Günlük yürüyüş ve egzersizler yapın
- Bazı hastalarda mevcut şikayetlerin daha fazla hissedilmesine neden olabilecek hamam, sauna gibi sıcak ortamlar yerine ılık suda duş almayı tercih edin
- Depresyon yaratabilecek olay ve ortamlardan kaçının
|
|
|
Alzheimera neden olan faktörler nelerdir? |
Yazar: SanalikaForum - 23-05-2017, 16:17 - Forum: Sağlık
- Yorum Yok
|
 |
Yaşlanmayla birlikte gelen ölümcül hastalık alzheimerın son yıllarda Türkiye'de görülme sıklığı iki kat arttı. Yrd. Doç. Dr. Gamze Şenbursa, alzheimera karşı Refleks Terapi'yi öneriyor. Refleks Terapi ile beyne gönderilen sinyaller aracılığıyla beynin çalışma mekanizmasına etki edilebiliyor. Böylece yeni hücre oluşumu sağlanıyor ve hücre kaybı azaltılabiliyor. Yrd. Doç. Dr. Gamze Şenbursa, özellikle 65 yaş üstündekileri yakından ilgilendiren alzheimer ve alternatif tedavi yöntemi
Refleks Terapi hakkında şu bilgileri verdi:
Algılama yeteneği ortadan kalkıyor
"Alzheimer sonu ölümle biten beyindeki hücrelerin veya nöronların hasarlanmasıyla meydana gelen ilerleyici, dejeneratif bir hastalıktır. Sinir sistemindeki hücrelerin ölmesiyle birlikte beyinde açığa çıkan problemler kişinin algısını azaltır, hafıza problemleri yaratır, davranışlarda bozukluklara sebep olur ve kişinin kendine bakım yeteneği gün geçtikte azalır. Hastalık beynin kimyasının bozulmasıyla başlar, hücrelerin birbiriyle olan iletişimi kopar ve sonuç olarak hücreler ölür. Örneğin, kısa süreli hafıza dediğimiz yani yakın zamandaki olayları, anıları kalıcı belleğe atamama ile başlar. Sonrasında konuşma problemiyle ilerler ve hastadaki algılama yeteneği ortadan kalkar.
Alzheimer hastalığında beynin etkilenen bölümlerine göre kişide farklı semptomlar açığa çıkar. Beynin ön lobunun (frontal lob) etkilenmesiyle kişide akıl yürütme, konuşma, vücuttan gelen uyarılara göre hareketi gerçekleştirme, ahlaki yargılama, muhakeme yapma gibi analitik düşünme ve işlev yeteneği azalır. Temporal (şakak) lobun etkilenmesiyle de hafıza, konuşma ve de sesleri ayırt etme gibi işlevlerde kayıp olur.
Hastalığın altında yatan nedenler
65 yaş üstü olmak kesinlikle bir risktir. Bunun dışında daha önceden geçirilmiş bir kafa yaralanması, kalp hastalığı, kalp krizi, alkol kullanımı, stres faktörü ve depresyon Alzheimer hastalığına sebep olacak durumlardır. Kişideki öğrenme, bellek ve planlama bozukluğu, organize etme, olayları sıralama, soyutlama gibi fonksiyonlardaki eksiklikler ve bozulmaların ölçüsüne göre tanı belirlenir. Bulgular dahilinde alzheimerın tam tanısını koyabilmek için bilgisayarlı tomografi gibi objektif yöntemler de kullanılır.
Alzheımerın tedavisi var mı?
Alzheimer'ın radikal olarak tedavisi hala yapılamamaktadır. Hastanın fonksiyonlarını iyileştirmek, emosyonel ve psikolojik değişimleri kontrol altına almak ve yaşam kalitesini arttırmak üzere medikal tedaviler uygulanmaktadır. Fakat ilaçlar maalesef hastalığın ilerlemesine engel olamamaktadır.
Refleks terapi ile yeni hücre oluşumu sağlanır
Refleks Terapi beynin yapısal olarak değişimini sağladığından; alzheimer hastalarında etkin bir tedavi yöntemi olarak kullanılabilir. Refleks Terapi ile beyne gönderilen sinyaller aracılığıyla beynin çalışma mekanizmasına etki edilir. Yeni hücre oluşumu sağlanır, hücre kaybı azaltılır. Özellikle beyinde akıl yürütme, motor beceriler, algı, konuşma ve planlama hareketlerinden sorumlu frontal lob üzerine yapılan Refleks Terapi uygulamaları ve temporal loba yapılan çalışmalar ile fonksiyon kayıpları önlenmeye veya azaltılmaya çalışılır. Bunun sonucunda alzheimer hastalarında Refleks Terapi ile hafıza kaybına, psikolojik problemlere, beyin aktivasyonunun azalmasına bağlı olarak açığa çıkan durumlara karşı savaş açılır. Yaşlılık da hayatımızın bir parçası olan süreçtir. Bu süreci en kaliteli bir şekilde sevdiklerimizle geçirmek istiyorsak gerekli önlemleri almalıyız.”
|
|
|
Karpuz diyeti ile nasıl kilo verilir? |
Yazar: SanalikaForum - 23-05-2017, 15:57 - Forum: Diyet
- Yorum Yok
|
 |
Sıcak havaların yaklaşması ile birlikte hemen hepimizde bir an önce kilo vermek, hızlı kilo vermek, hızlı incelmek, şok diyetler, hızlı diyetler, hızlı kilo verdiren diyetleri bulmak ve bir an önce kilo vermek gibi bir telaş başladı.
Diyetisyenlerin ve beslenme uzmanlarının şok diyetler konusundaki uyarılarını duysak, hızlı kilo vermenin hızlı kilo alamaya sebep olduğunu bilsek bile, bir an önce kilo vermek heyecanını öyle bir kapılıyoruz ki, sağlıklı mı sağlıksız mı bakmıyoruz.
Son zamanların en çok aranan diyetlerinden biri olan Karpuz Diyeti de hızlı kilo verdiren diyetlerden biri. Tadına bayıldığımız karpuzun bizi zayıflatıyor olması fikri hepimiz için çok cazip.
Nedir Karpuz Diyeti ?
Öncelikle uzmanlar her meyvede olduğu gibi karpuzda da yüksek oranda şeker olduğundan dikkatli yapılması gereken bir diyet olduğu konusunda uyarıyorlar.
Kalp, prostat sağlığı için büyük bir rolü olan laykopenden içerek karpuzun, son bilimsel çalışmalarda aynı zamanda kemik sağlığı içinde faydalı olduğunu gösterdi.
Karpuz, fazlaca su içerdiğinden özellikle spor yaparak diyet yapanlarda ki su ihtiyacına da cevap veriyor.
150 gram karpuzda yaklaşık 45 kalori mevcut.
Vücudumuzu zararlı maddelerden koruyan C vitamini zengini bir meyve. 150 gram karpuz günlük C vitamini ihtiyacının yaklaşık %20’sini karşılamakta.
TÜKETİLEN MİKTARA DİKKAT!
Meyve şekeri olan fruktoz içeren karpuzun aşırı tüketimi durumunda kilo vermek yerine kilo alkabilirsiniz.
Özellikle şeker hastaları karpuz tüketim miktarını ve sıklığını çok iyi ayarlamalı. Kan şekeri hızlı yükselen ve kan şekeri düzeyleri oturmamış şeker hastalarının bir süre tüketmemesi daha uygun olacaktır.
PEYNİRLE İLE TÜKETİMİ ŞEKERİ DENGELİYOR!
Proteinli yiyecekler daha uzun sürede sindirildiklerinden ötürü yanlarında tüketilen karbonhidratın da kan şekerini yükseltme hızını dengelemeye yardımcı olurlar. Kültürümüzde var olan karpuz-peynir ikilisi bu nedenle doğru bir seçimdir. Karpuzun yanında tüketilen peynir, kan şekerinin daha yavaş yükselip daha yavaş düşmesine yardımcı olur.
KARPUZ-PEYNİR DİYETİNDE ÜÇ ALARM
• Gün boyunca sadece karpuz-peynir tüketmek: Tek besin diyeti ile vereceğiniz kiloyu geri almaya mahkûmsunuz. Ayrıca gün içerisinde sadece karpuz peynir tükettiğinizde birçok vitamin ve minerali vücudunuza yeteri kadar alamamış oluyorsunuz. Bu da hem kısa hem de uzun dönemli sağlık sorunlarına neden olabilir.
• Gün içerisinde peynir dışı hiç protein almamak: Kalsiyum kadar önemli bir mineral de demirdir. Peynir ve diğer süt ürünlerinde demir minerali yok denecek kadar azdır. Bu nedenle beslenme düzeninizde günlük olarak et, tavuk veya balık yer almalıdır.
• Karpuzun yanına ekmek tüketmek: Ekmekte karpuz gibi temel karbonhidrat kaynaklarından biridir. Bu nedenle aynı öğünde yüklü miktarda karpuz ve ekmeği yan yana tüketmek hem yüksek kalori hem de yüksek karbonhidrat almanıza neden olacaktır. Bu durumda kilo vermek isterken almanıza neden olabilir.
KARPUZ-PEYNİR DİYETİ İÇİN ÖRNEK MENÜ
(Hiçbir sağlık sorunu olmayan, 25-35 yaş arası, fiziksel aktivite düzeyi düşük kadınlar için örnek menüdür. Beslenme programı parmak izi gibidir, sadece kişiye özel düzenlenmelidir.)
Kahvaltı: 1 su bardağı süt
8 yemek kaşığı dolusu müsli
[b]Ara-1: 1 adet şeftali veya 4 kayısı veya 1 incir
Öğle: 1 boydan dilim (200 g) karpuz
1 dilim beyaz peynir
1 dilim tam buğday ekmeği
Ara-2: 1 kutu süt veya 1 kutu meyveli yoğurt veya 1 kutu ayran
15 adet fındık veya 12 adet badem veya 3 adet tam ceviz
VEYA Yoğurtlu semizotu salatası + 3 adet tam ceviz
Akşam: 2 köfte kadar et veya tavuk veya balık (100 gram, ızgara)
4 yemek kaşığı dolusu zeytinyağlı sebze yemeği veya piyaz
1 dilim tam buğday ekmeği
Bol salata
Ara-3: 1 boydan dilim karpuz (200 gram)
1 dilim beyaz peynir
• Yatmadan 2 saat önce yemeyi kesiniz. [/b]
|
|
|
Çilek Diyeti İle 3 Günde 2 kilo |
Yazar: SanalikaForum - 23-05-2017, 15:56 - Forum: Diyet
- Yorum Yok
|
 |
1.Gün
KAHVALTI
250.gr . çilek ,1/2 muz ve elma ile meyve salatası
ÖĞLE YEMEĞİ
150.gr. çilek ile meyve salatası
1 dlm hindi veya tavuk göğsü
100 gr. salatalık
300 gr. kuşkonmaz
Maydanoz
20 gr. ceviz ile salata
AKŞAM YEMEĞİ
1 adet pişmiş patates
Yoğurt
50 gr. yağsız peynir
2.gün
KAHVALTI
2 dlm tam tahıllı ekmek
az yağlı peynir
ÖĞLE YEMEĞİ
100.gr. doğranmış çilek
1 domates
1 biber ve maruldan oluşan salata
50.gr. yağsız peynir
yoğurt
1 dlm tam tahıllı ekmek
AKŞAM YEMEĞİ
Çilekli pankek
1 kk peynir
1 t.k bal
3.gün
KAHVALTI
100.gr. çilek ve 1/2 ve elma suyu ile yulaf ezmesi lapası
ÖĞLE YEMEĞİ
200.gr. çilek
Pişmiş karnabahar
1-2 dlm jambon ya da salam ya da hindi füme
AKŞAM YEMEĞİ
Fırında patates orta boy
havuç ve biber sote
|
|
|
Astral seyehat deneyim ve soru paylaşım alanı |
Yazar: SanalikaForum - 23-05-2017, 15:52 - Forum: Kişisel Gelişim
- Yorum Yok
|
 |
Merhaba Arkadaşlar.
Astral seyehatle ilgileniyorum ama konuya yeni başladım. İlk deneyimimi dün gece saat 1:15'te gerçekleştirdim.
Hızlıca konuya gireyim, kendime bilinçaltında korku yaratmamak için kalkıp camdan yağmuru izlemem gerektiği yönünde telkin verdim. Komut vererek bilincimi açık tutmuş oldum böylece. İlk denyim olacağı için odadan dışarı çıkmayı düşünmedim bile.
15 dakika içinde verdiğim telkinler sonuçta şöyle ilerlemeye başladım;
Vücudum şiddetle seğirmeye başladı.
Saç diplerim kıpırdıyormuş gibi yastğımdan ses duymaya başladım, aynı zamanda sanki beynimden geliyor olabilirdi bu ses.
Birkaç dakika sonra kulaklarım ve beynim uyuşmaya başladı ve uyuşma çınlamaya karıştı.
(doğrularak ruhumun bedenimden ayrılacağını düşünüyordum ama öyle olmadı) tavana paralel şekilde yassı olarak doğrulmadan ruhum yükselmeye başladı
Ruhumun bedenimden çekildiği yerler (ki burda sırtüstü yatıyorum) Bacağımın alt kısımları kalçam ve sırtım uyuşmaya başladı.
Artık uyuşan kısımları hissetmiyordum fakat çok sıcak veya soğuk olmuş olmalı o sırada.
Bu süreçte birazda korkak olduğumdan :) durdurmak için kollarımı oynattım. Fakat yeni aldığım pozisyonda kıpırdamadığım için ruhum bedenimden nerdeyse ayrılıp uzaklaşmaya başladı. Çok korktuğum ve panikle durdurma ihtiyacı hissettiğim için hemen telefonu elime alıp birşeylerle ilgilenmeye başladım. Bedenim ve ruhum birleştiğinde hafif bir çınlama ve aşırı şiddetli kalp çarpıntısı hissettim.
Deneyimlerinizi aktarırmısınız buraya hafta sonu tekrar deneyeceğim yardımcı olur :)
ALINTI...
|
|
|
Hayatımı nasıl değiştirdim |
Yazar: SanalikaForum - 23-05-2017, 15:50 - Forum: Kişisel Gelişim
- Yorum Yok
|
 |
Merhaba
Bu denediğim 2. sefer ilk seferinde bir takım problemlerle boğuşuyordum. Şu an daha güçlü hissediyorum. Bu yüzden yeniden başlıyorum. Aslında yaklaşık 1 aydır bunu deniyorum olumlu sonuçlarını görmeye başlayınca neden yazmıyorum dedim. İlk hedefim fazla kilolarımdan kurtulmaktı. 63 kilo ile başlıyıp 57,5 ile devam ediyorum. Neler yaptığıma gelirsek. Yanımda mutlaka su bulunduruyorum. Günde 1 saat yürüyorum. Ve yediklerime dikkat ediyordum. Öğünlerde 1 kase yoğurt yemeye çalışıyordum. Şimdi bu süreci biraz daha hızlandırıyorum. Unu şekeri ve fast food kesiliyor. bunu da 1-2 gündür deniyorum. Ekmek yemeden nasıl doyucam korkusunu yenmeye çalışıyorum
Sorunlarımla baş etmenin yolunu yazmakla buldum. Aldım güzel bir defter çöküşler yaşadığımda yazmaya başlıyorum. İçimden ne geliyorsa.
En azından 2 hafta bu yeme işini devam ettirmeyi planlıyorum. Şimdilik yeni bir maddeye geçmemeliyim. Yavaş yavaş maddeleri uygulayacağım bu ilk bölümdü aslında
Bu yolculuğun sonunda yepyeni bir ben ve yepyeni bir şehirde olma dileğiyle..
ALINTI...
|
|
|
|