Coğrafi Konum ve Ulaşım
Burdur’un 13 km güneydoğusunda ve Burdur’a bağlı Çatalağıl köyü sınırları içerisinde bulunan İnsuyu mağarasına Burdur-Antalya karayolunun 13. km’sinden ayrılan 900 metrelik asfalt yol ile gidilmektedir.
Özellikler
Batı Toroslar’ın kuzeydoğusunda yer alan İnsuyu mağarası yatay olarak uzanan kaynak konumlu, yarı aktif çok dönemli gelişim özelliği gösteren bir mağaradır. Görünümleri son derece güzel yoğun damlataş oluşumları (sarkıt, dikit, sütun, duvar ve perde damlataşları, kalsit kristalleri) ve göllerle kaplı olan İnsuyu mağarası 1965 yılında halk ziyaretlerine açılarak ülkemizde turizme açılan ilk mağara ünvanını kazanmıştır. Birbirine bağlı iki bölümden oluşan mağaranın toplam uzunluğu 525 metre olan ve ana faya paralel uzanan birinci bölüm girintili çıkıntılı kafesli bir yapıya sahiptir. Yer altı suyunun alçalması sonucu keşfedilen ikinci bölüm, birinci bölümden daha uzun olmasına rağmen damlataş oluşumları açısından birinci bölüme göre daha fakirdir. Gezilmesi son derece zor olan bu bölüm, mağaraları sportif ve macera amacıyla gezen ve özel mağaracılık donanımı olan gruplar tarafından gezilebilir.
Burdur’un 13 km güneydoğusunda ve Burdur’a bağlı Çatalağıl köyü sınırları içerisinde bulunan İnsuyu mağarasına Burdur-Antalya karayolunun 13. km’sinden ayrılan 900 metrelik asfalt yol ile gidilmektedir.
Özellikler
Batı Toroslar’ın kuzeydoğusunda yer alan İnsuyu mağarası yatay olarak uzanan kaynak konumlu, yarı aktif çok dönemli gelişim özelliği gösteren bir mağaradır. Görünümleri son derece güzel yoğun damlataş oluşumları (sarkıt, dikit, sütun, duvar ve perde damlataşları, kalsit kristalleri) ve göllerle kaplı olan İnsuyu mağarası 1965 yılında halk ziyaretlerine açılarak ülkemizde turizme açılan ilk mağara ünvanını kazanmıştır. Birbirine bağlı iki bölümden oluşan mağaranın toplam uzunluğu 525 metre olan ve ana faya paralel uzanan birinci bölüm girintili çıkıntılı kafesli bir yapıya sahiptir. Yer altı suyunun alçalması sonucu keşfedilen ikinci bölüm, birinci bölümden daha uzun olmasına rağmen damlataş oluşumları açısından birinci bölüme göre daha fakirdir. Gezilmesi son derece zor olan bu bölüm, mağaraları sportif ve macera amacıyla gezen ve özel mağaracılık donanımı olan gruplar tarafından gezilebilir.